Pessinus ve Çevresi
Gocha R. Tsetskhladze
(Melbourne Üniversitesi, Avustralya)
Pessinus, Ankara’nın 150 km kadar güney-güneybatısında, Eskişehir’in 100 km kadar kuzeydoğusunda ve Sivrihisar’ın 13 km güneydoğusunda, bugün Ballıhisar köyünün bulunduğu, Orta Frigya’nın doğu bölümünde yer almaktadır (Şek. 1). Köyde Pessinus kalıntılarını ilk tespit eden kişi, 1834 yılında Ballıhisar’ı ziyaret eden Charles Texier’dir. Antik kentin kalıntılarına ilişkin bir tür hayali plan ve restitüsyon çizimi bırakmıştır. 1882’de köyü ziyaret eden Karl Humann ise o zaman görünür halde olan antik yapıların bir eskizini yapmıştır. Alandaki kazılar ancak 1967’de, Gent Üniversitesi’nden Pierre Lambrechts’in yönetimindeki bir Ekibin Alana gelişiyle başlamıştır – bu kazının amacı, antik yazarların eserlerinde sıklıkla bahsi geçen ve tasvir edilen ünlü Kibele tapınağını keşfetmek olarak açıklanmıştır. Lambrechts 1973’te ölümüne kadar kazılara devam etmiştir. Gent kazıları 1987’de John Devreker tarafından yeniden başlatılmış ve 2008 yılına kadar sürdürülmüştür. Bunun ardından, Melbourne Üniversitesi’nden Gocha Tsetskhladze’nin başkanlığındaki bir ekip çalışmaları yürütmüştür.
Şek. 1. Modern Ballıhisar köyü.
Ballıhisar, Orta Anadolu platosunun tepeleriyle çevrili ve doğuda Sivrihisar dağ dizisine yaslanan, deniz seviyesinden yaklaşık 950 m yükseklikteki bir vadide bulunmaktadır. Bu alan oldukça kurak olmasına rağmen, antik dönemdeki su tabanının daha yüksek olduğuna dair izler bulunmaktadır. Pessinus, bugün kuru bir kanal olan ve yalnızca sel veya yoğun yağmur dönemlerinde dolan Gallos Nehri’nin üzerindedir – bunun gerçekten antik bir nehir yatağı olup olmadığı hala bir soru işaretidir, çünkü nehrin antik dönemde çok kez akışını değiştirmiş olması muhtemel görünmektedir.
30 yılı aşkın kazılara rağmen hala alanla ilgili pek çok soru işareti mevcuttur ve Kibele’nin tapınağı henüz keşfedilememiştir (Şek. 2).
Şek. 2. Kazı çukurları ve alanları ile diğer özellikleri gösteren Pessinus haritası.
Antik Yunan ve Romalı yazarlara göre Pessinus MÖ 8. yüzyılda bir tarihte yarı mitolojik Frigya Kralı Midas tarafından Kibele kültünün kutsal kenti olarak kurulmuştur.
Kibele’nin ana tapınağını taşıyan bu şehir daha sonra tapınak kenti haline gelmiştir. Pergamonlu Attalos Hanedanı şehri hâkimiyeti altına aldığında Kibele’nin tapınağını yeniden inşa etmiş ve beyaz mermerden inşa edilmiş portikolar eklemiştir. MÖ 3. yüzyılın sonunda, cennetten düştüğü rivayet olunan bir kült taşı Pessinus’tan Roma’ya taşınmış ve Palatine Tepesi’ndeki Zafer Tapınağı’na (MÖ 191’de açılmıştır) yerleştirilmiştir. MÖ 25 civarında, Augustus İç Anadolu’da Galatya eyaletini oluşturduğunda, Pessinus Roma yönetimindedir. MS 362’de imparator Julian burada ibadet etmiştir.
Pessinus’a ilk defa ne zaman yerleşilmiştir? Bugüne kadar keşfedilen en erken yerleşim kanıtı yaklaşık MÖ 1600’den bir Eski Hitit testi parçasıdır. “Tapınak Alanı” adı verilen ana kazı çukurunda bulunmuştur. Burada aynı zamanda küller içeren bir “özellik” de görülmüştür. Bunların radyokarbon tarihlemesi yaklaşık olarak MÖ 1500’ü göstermektedir. Bunlar, alana en azından MÖ 2. binyılın ortasından itibaren yerleşilmiş olduğunu göstermektedir.
Aynı çukurda bronz bir Frig yaka iğnesi ve Orta ve Geç Frig döneminden (MÖ 6. ve 4. yüzyıllar) kalma taş duvar parçaları ve bazı çömlekler de bulunmuştur. Burada sorulması gereken esas soru şudur: MÖ 8.-7. yüzyıllar arasında yerleşilmiş olan alanı veya en azından antik yazarların bahsettiği ve Kral Midas tarafından kurulmuş Kibele tapınağı nerededir? Bunun yanı sıra, Pessinus’un farklı yönleriyle ilgili kafaları karışık olan yazarlar tarafından kaleme alınmış daha geç dönem kaynakları ne kadar güvenilirdir? Hellenistik-Roma Pessinus yerleşimi, en erken dönem Pessinus yerleşiminin bulunduğu alanla aynı yer midir?
Frig kaya mezarları, cepheleri ve Frigya yerleşiminin diğer görünür kalıntıları, Ballıhisar’ın 8-14 km kuzeyindeki (Pessinus alanı) dört konumda açığa çıkartılmıştır. Bunlardan en önemlisi, Pessinus’a 8 km mesafede yer alan ve tümü MÖ 8.-6. yüzyıla tarihlenen bir Frig mezar odası (Şek. 3), bir üç basamaklı sunak (Şek. 4) ve iki havuzun bulunduğu Tekören köyüdür.
Şek. 3. Tekören: Frig mezar odası.
Şek. 4. Tekören: Frig üç basamaklı sunak.
Konumları belirlenmesi ve kazılması gereken esas özellikler arasında, inşası Augustus’un ölümünden kısa bir süre sonra başlayan ve Tiberius döneminde tamamlanan (MS 14-37) çok iyi korunmuş Yunan tipi bir İmparatorluk tapınağından (Şek. 6) oluşan Tapınak Alanı (Şek. 5), “Merdivenli Tiyatro” olarak anılan yapı, “Sütunlu Meydan”, “Severus Tiyatrosu” ve diğer birkaç yapı (Şek. 7) bulunmaktadır.
Şek. 5. “Tapınak Alanı”nın havadan görünümü.
Şek. 6. İmparatorluk tapınağının detayı. Şek. 7. “Tapınak Alanı”nın görünümü.
Kayda değer diğer bir başarı ise şehrin, Gallos Nehri boyunca uzanan sütunlu ana caddesinin kazılmasıdır. Bu cadde, Severus döneminde inşa edilmiş olan (MS 2. yüzyılın sonları-3. yüzyılın başları) bir anıtsal kemerin bir zamanlar durmakta olduğu, alanın kuzey ucundan başlamaktadır ve muhtemelen yoğun yağışlı dönemler sırasında bir kanal görevi görmektedir (Şek. 8).
Şek. 8. Sütunlu Cadde’nin kalıntılarının şu andaki görünümü.
Modern köyün çeşitli bölümlerinde, Geç Hellenistik, Roma ve Bizans döneminden evlerin (Şek. 9) kalıntılarının yanı sıra, atölyeler ve bir Bizans kilisesi ve kalesi kazılmıştır. Bunların hepsinde yerel taş ve mermer kullanılmıştır – İstiklalbağı yakınlarında yaklaşık 12 km uzaklıkta bir mermer ocağı bulunmuştur. Tepelerle çevrili geniş bir vadide yer alan bu alan antik dönemde mezarlık alanları olarak kullanılmıştır. Burada çok sayıda mezarlık belirlenmiş ve bazıları kısmen kazılmıştır. MÖ 3.-2. yüzyıllardan kalmış olan mezarların çoğu zengin mezar eşyaları içeren mermer lahitlerden oluşmaktadır.
Şek. 9. Bizans evi kalıntıları.
Modern köyün doğusuna doğru kuzeye bakan eğimde, Roma imparatoru Hadrian döneminde (MS 117-138) inşa edildiği veya yeniden yapıldığına inanılan ve 8000 seyirci barındırabilen bir tiyatro bulunmaktadır. Mermer oturma yerleri son iki yüzyıl boyunca yerliler tarafından tamamen sökülmüştür (Şek. 10).
Şek. 10. Hadrian tiyatrosu.
Kazı Evi ile köye (ve alana) hâkim tepenin üzerindeki Araştırma Merkezi arasında anıtsal bir yapının duvarı görünür bir şekilde durmaktadır. Bu yapı bir “Geç Roma Dönemi yapısı” olarak tanımlanmıştır. Alan 1960’larda kısmen kazılmıştır.
Pessinus’un yaklaşık 8 km güneydoğusunda Karacaören yakınındaki Hamamtepe, bir tepenin üst kısmında, deniz seviyesinin 1600 m üzerinde yer alan bir alandır. Muhtemelen Hellenistik döneme tarihlenen tahkim duvarları ve anıtsal yapıların kalıntıları açıkça görünür biçimdedir (Şek. 11).
Şek. 11. Hamamtepe yerleşiminin 3 boyutlu rekonstrüksiyonu.
Alanın ortasında kaya içine oyulmuş büyük bir sarnıç/havuz bulunmaktadır. Yüzeyden toplanmış olan çömlekler Erken Demir Çağı’ndan Osmanlı dönemine kadar çeşitli dönemlere tarihlenmektedir. Şehrin MÖ 1. yüzyıldan itibaren tapınak kentinden Yunan tipi polis’e dönüştüğü ve gelişerek Anadolu’da çok iyi tanınan bir Greko-Romen şehri haline geldiği düşünülmektedir. Bu dönemde, anıtsal yapılar inşa edilmiştir – tapınak kompleksi, spor salonu, tiyatrolar, Sütunlu Meydan vb. Pessinus aynı zamanda kendi madeni paralarını da basmaya başlamıştır.
Pessinus’un sınırları hala net değildir. Avustralya, Türkiye ve dokuz diğer ülkeden öğrenciler ve uzmanlardan oluşan, Melbourne Üniversitesi yönetimindeki ekibin esas görevlerinden biri de şehrin sınırlarını çizmektir. Bununla birlikte, buluntuların haritasının çıkartılması ve Ballıhisar ve çevresinde gerçekleştirilen kapsamlı etütler, birtakım tahminlerde bulunmamıza yardımcı olmuştur: Hellenistik öncesi yerleşim için 19 ha ve Roma dönemi yerleşimi için yaklaşık 88 ha ile birlikte yaklaşık 18,5 ha mezarlık alanı.
Pessinus’un çevresinde kontrol ettiği toprakların alanını tahmin etmek de zordur. Bu alanın, muhtemelen Geç Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde oldukça geniş olduğu düşünülmektedir. Bu alan, kuzeyde ve doğuda Dindymos / Günyüzü Dağı ve güney ve batıda Sangarios nehri ile sınırlanmakta, Babe Çeşme (Sivrihisar’ın 2 km kuzeyinde) ve İstiklalbağı, Dinek, Çaykoz ve Karacaören’i (Ballıhisar’dan kuzeydoğu ve güneydoğuya doğru çizilen bir yay içinde, 7-11 km’lik bir mesafede) içine almaktadır.
Bir sınır taşı İstiklalbağı’nın, bir imparatorluk mektubu ise Tekören’in bu sınırlar içinde yer aldığını göstermektedir. Dindymos’un tepesinde bulunan anıtlar kesin olarak Pessinus ile ilişkilendirilememiştir, fakat Kibele ile ilişkilerinin olması halinde bu bağlantı kurulabilecektir.
Yıllar boyunca yapılan araştırmalara rağmen, Pessinus’un çevresindeki tahkim duvarlarından hiçbir iz bulunamamıştır. Bunun garip karşılanmaması gerekir: Frigya’da örneğin Aizanoi gibi başka duvarsız kentler de vardır. Topoğrafya sayesinde Pessinus duvarlar yerine gözetleme kuleleriyle savunulmuştur: Derin bir vadi içinde yer alması nedeniyle, bu tür kulelerle çevrelenmesi mümkün olmuştur. Melbourne ekibi ve bu ekipte bulunan jeofizik uzmanları altı veya yedi muhtemel kuleyi belirlemişlerdir. 2011’de, Kazı Evi’nin arkasındaki platoda bulunan, bir önceki yılın jeofizik araştırmalarının ortaya çıkardığı (Şek. 13) dairesel bir kuleye sahip bir Geç Roma – Erken Bizans dönemi kalesinin kazısına başlanmıştır (Sektör S) (Şek. 12). Pessinus, Amorium’dan Germa’ya giden, içinden kuzey-güney doğrultusunda geçen Roma yoluna enine bir şekilde yerleştirmiştir. Yolun bazı kesimleri günümüze kadar gelmiştir ve özellikle de İstiklalbağı yakınında açıkça görünür haldedir.
Şek. 12. Geç Roma – Erken Bizans dönemi kalesindeki kulenin bir parçasının kalıntıları (Sektör S, 2011 kazıları)
Şek. 13. Sektör S’teki Geç Roma-Erken Bizans dönemi kalesinin jeofizik inceleme sonuçları.
Tekören, Gent ekibi için olduğu gibi Melbourne ekibi için de çalışmalarının odak noktası olmayı sürdürmektedir. Yüzey araştırmaları, jeofizik etütlerle birlikte sürdürülmüştür. Buradan toplanan çömlek parçaları Bronz Çağı’nda Osmanlı dönemine kadar çeşitli dönemlere tarihlenmektedir. Jeofizik etütleri bazı alanlarda fırın olması muhtemel kalıntıları ve her biri yaklaşık 10 x 5 m boyutlarında, çok sayıda birbirine yakın dikdörtgen yapıyı göstermiştir.
Bağlar alanında, Ballıhisar merkezinin yaklaşık 1,5 km kuzeydoğusundaki yüksek platonun çıkıntısında ve köyün içinden akan Gallos Nehri’nin iki akıntısının birleştiği noktanın üzerinde çok ilginç bilgiler elde edilmiştir. Yüzeyden mermer mimari detayların yanı sıra, çok sayıda çömlek parçaları toplanmıştır (bunların çoğu Geç Roma / Erken Bizans döneminden kalma pitos ve karolardır). Buradaki jeofizik etütler çok iyi bir şekilde korunmuş çeşitli dikdörtgen yapıları ortay çıkarmıştır.
Modern köy merkezinin 500 m güneybatısındaki Harman Yerleri’nde ve aynı yönde bir 3,5 km sonar Tütücünün Ağılın Tepe’de yüzey araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Her iki yerde de yüzeyde çok sayıda Roma çömleğinin yanı sıra mermer mimari detaylar ve mermer bloklar ele geçmiştir. Ballıhisar’ın 5 km batısındaki Gediközü Mevkii’ndeki kurtarma kazıları bu alanın Roma dönemine tarihlenen bir mezarlık olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak, Pessinus ve çevresi halen cevaplanmamış pek çok soruyu barındırmaya devam etse de, Orta Frigya’da çok önemli bir şehir olduğu açıktır – alan ve çevresindeki topraklarda bulunmuş yaklaşık 200 adet yazıt bu savı güçlendirmiştir. Bunlar arasında özellikle Pessinus’taki Kibele’nin Yüksek Rahibi’ne MÖ 2. yüzyılda Attalos kralları tarafından gönderilmiş sekiz özel ve gizli mektup yer almaktadır (Şek. 14).
Şek. 14. Atataais ve oğlu başrahip Asklepios’un mezartaşı (MS 2. yüzyılın sonları)