Halk bilimi birçok bilimle konularını paylaşır. Ruh, toplum, tarım, hekimlik, tarih ve din bilimleriyle ilişkisi vardır. Çok eski yıllardan getirilen ve halen unutulmayan batıl itikatlar, dini ve geleneksel inanışlar vardır.
- Baykuş, bir evin çatısında öter ise, o eve muhakkak kötülük uğrar veya o evden ölü çıkarmış.
- Bir evin çatısında alakarga öterse o eve iyi güzel haber gelirmiş.
- Bebeği uyurken öpersek ömrü kısalırmış.
- Bir kimse yemek yerken ağzından ekmek düşerse o kimsenin ömrü kısalırmış.
- Bebeğin tırnağı kesilirse hırsız olurmuş.
- Yılan gören kimse yılanın arkasından üç tane taş atarsa sevap kazanırmış.
- Salı günü işe başlanmaz yoksa iş sallanır kalırmış.
- Pazartesi günü lambayı geç yakmak sevapmış.
- Yün yumağını havaya atıp oynarsan iş geç bitermiş.
- Cumartesi günü çamaşır yıkamak uğursuzluk getirirmiş.
- Bir günde bir evden iki gelin çıkarsa gelinlerden biri ölürmüş.
- Katır yavrularsa kıyamet koparmış.
- Horoz civciv çıkarırsa dünya batarmış.
- Kulak çınlarsa veya hıçkırık tutarsa birisi anarmış.
- Göz seyirmesinde biri gelirmiş.
- Avuç kaşınması para çıkacağına veya gireceğine delaletmiş.
- Horoz vakitsiz öterse uğursuzluk getirirmiş.
- Ayak altı kaşınması veya çıkarılan ayakkabıların üst üste binmesi bir yolculuk belirtisiymiş.
- Ekmeğin gelişi güzel konduğunda dik olarak oturmasında, misafir gelirmiş.
- Cuma günü tırnak kesmek bir deveyi kurban etmek kadar sevapmış.
Nazar: Bakış anlamında Arapça nazar kelimesi, kimi insanların bakışlarındaki zararlı güç ve bu nitelikleriyle bir kişiye, bir hayvana yada bir nesneye bakmakla, canlı üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm, nesne üzerinde sakatlanma, kırılma gibi olumsuz bir etkinin oluşması anlamındadır. Herhangi bir zararlı olay böyle bir nedene bağlandığı zaman “ nazar değdi “ deyimi kullanılır. Açık, çiğ mavi gözlülerin kötü niyetli, kıskanç, başkalarına zarar vermekten hoşlanan kimseler olduğuna inanılır. Kıskançlık duygusunun nazara yol açacağı inancı da yaygındır. Nazara uğramaya en uygun kişiler, çocuklarla, güzellikleri, hünerleri herkesin hayranlığını uyandırmış kişilerdir. Çünkü çocuklar zayıftır, çabuk etkilenirler; güzeller, hünerliler, mutlular da insanların kıskançlık duygularını kamçılarlar. Bu kötü duygular göz yolu ile hedefi etkiler ve sakatlar. Nazar, kıskançlık ve olumsuz duygulardan gelebileceği gibi, özellikle kişinin yakınlarının fazla hayranlık ve sevgi duygularından da gelebilir; bu türlü nazardan en çok çocuklar etkilenir. Onun içindir ki ananın, babanın çocuğa fazla düşkünlüğü iyi sayılmaz. Nazardan korunmak için, zarar görmesi olasılığı olan kişiyi, kem gözlerden kaçırmak gereklidir. Çok sağlıklı ve güzel çocuklar, hatta kırkı geçtikten sonra da yeni doğmuş bebekler mümkün olduğunca nazarı dokunacağı düşünülen kimselere gösterilmemeye çalışılır. Çocukların en yakınlarının sevgi ve hayranlık bakışlarının, aşırı okşamalarının kötü sonuçlar verebileceği inancı ile, tatlı sözler yerine maskara, çirkin... gibi kötüleyici sözlerle sevmeleri önerilir. Arada bir maşallah demek gerekir. Bununla kötü gözlerin etkisini ürkütüp kaçırmak amacı güdülür. Nazara karşı çocukları koruma araçları arasında en yaygını nazarlıktır. Bu çoğu kez sadece bir mavi boncuktur. Kimi zaman büyük bir boncuğun üstünde bir göz resmi olur.