KARACAHİSAR KALESİ KAZILARI
Prof. Dr. Erol ALTINSAPAN
Karacahisar Kalesi Kazı Başkanı
Eskişehir ili merkez ilçe Karacaşehir mahallesinde bulunan Karacahisar
kalesi, Eskişehir’in 7 km. güneybatısında, Porsuk çayının kenarında
yükselen ve 1010 m.ye ulaşan bir platonun üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık
olarak 200 x 300 metre alan kaplamaktadır.
1999 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık önderliğinde Anadolu Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Tarih Bölümlerinde görev
yapan akademisyenlerin dahil olduğu Prof.Dr. Halime Doğru Başkanlığında
bir heyet ile başlatılan yüzey araştırmaları, 2000-2001 yılında
Eskişehir Arkeoloji Müzesi Başkanlığında Prof. Dr. Ebru Parman’ın
bilimsel danışmanlığında bir ekip tarafından temizlik ve çevre
düzenlemesi çalışmaları ile devam etmiştir. 2002 yılında 8.3.2002 tarih
ve 2002/3845 sayılı bakanlar kurulu kararı ile Bakanlık Kazısı olarak
izin alınmış ve Prof. Dr. Ebru Parman başkanlığındaki kazı çalışmaları
2005 yılına kadar devam ettirilmiştir. Prof. Dr. Ebru Parman’ın sağlık
sorunları nedeni ile kazı başkanlığını yürütemeyeceğinden dolayı sonraki
senelerde kazı başvurusu yapmamış ve çalışmalara bir süre ara verilmek
durumunda kalınmıştır. Ancak Prof. Dr. Ebru Parman 01.04.2009 tarihinde
Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Erol Altınsapan’a kazıyı kazıyı devam etmesini önerdiği yönünde bir
yazı bırakmış, aynı içerikli bir yazıyı Kültür Bakanlığı’na
göndermiştir. Söz konusu yazının kazılar için belirtilen başvuru
süresinden sonra gönderilmesi nedeni ile 2009 yılı kazı çalışmaları
Eskişehir Arkeoloji Müzesi Müdürü Dursun Çağlar’ın Başkanlığı ve Anadolu
Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol
Altınsapan’ın bilimsel danışmanlığında temizlik ve kazı çalışmaları
olarak yürütülmüştür.
2009 yılında, Karacahisar Kalesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığının
izinleri ve Eskişehir Valiliği İl Özel İdaresinin maddi destekleri ile
kazı ve temizlik çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Karacahisar Kalesinde 10.08.2009 – 14.10.2009 tarihleri arasında
yapılan çalışmalar temizlik ve kazı süreci olmak üzere iki aşmalı olarak
planlanarak gerçekleştirilmiştir. Mevcut yapı izlerinin tespit ve
belgelenmesi amacı ile kalede kapsamlı bir yüzey temizliği yapılmıştır.
Söz konusu temizlik çalışmaların sonucunda kalenin batısında ana giriş
kapısına paralel uzanan, giriş yönü ekseninde kuzey-güney doğrultusunda
bir duvar bakiyesinin varlığı tespit edilmiştir. Tespit ve incelemeler
sonrasında tanımlanan duvar hattının iç sura ait bir sur duvarı
olabileceği olası olarak görülmüş ve iç sur ana strüktürünün ortaya
çıkarılması amacıyla bu alanda temizlik ve kazı çalışmalarına
başlanmıştır. Öncelikle iç sur duvarının batı ve doğu yönünde yer alan
yıkıntıların belgelenerek temizlenmesi ile başlayan çalışmalar
neticesinde iç sur giriş kapısı ortaya çıkarılmıştır. Kalenin ana giriş
kapısı ile aynı aksta tespit edilen iç sur giriş kapısının kuzey ve
güney yönlerinde iki kulenin varlığı tespit edilmiştir. Giriş kapısının
güney yönünde yer alan kule yarım daire şeklinde düzenlenmişken, kuzeyde
yer alan kulenin ise dar bir oval düzenlemeye sahip olduğu
anlaşılmıştır. Ayrıca iç sur giriş kapısının iki yanında moloz taş
örgülü, dikdörtgen planlı mekanların varlığı yaklaşık temel seviyesinde
tespit edilerek ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu mekanların kendi
içerisinde farklı dönemlerde bölüntülere ayrıldığı mevcut izlerden
anlaşılmaktadır.
Kaledeki bir diğer çalışma iç surun batısında izleri yüzeyden takip
edilebilen doğu-batı doğrultulu dikdörtgen planlı mekanda
gerçekleştirilmiştir. Söz konusu alandaki kazı çalışmaları sonucunda
kuru duvar tekniği ile yapılmış moloz taş duvarlara sahip yapının bazı
bölümleri açığa çıkarılmıştır. Çalışmalar neticesinde çok bölüntülü bir
plan özelliği gösteren yapıda güneyde yer alan mekanın ortasında ve doğu
yönde yer alan dikdörtgen mekanın doğu duvar ekseninde birer ocak
nişinin varlığı tespit edilerek belgelenmiştir.
Temizlik ve kazı çalışmalarının sonucunda farklı türde kaplara ait
sırlı ve sırsız seramik parçaları bulunmuştur. Bulunan parçaların
kapların, ağız, dip, kulp ve gövde parçalarından oluştuğu
anlaşılmaktadır. Ayrıca çalışmaların sonucunda 13 sikke elde edilmiştir.
Karacahisar Kalesi kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığının
27.07.2011 tarihli ve 157950 sayılı Kazı ve Sondaj ruhsatnamesi ile
Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Erol Altınsapan başkanlığında Kültür bakanlığının
desteklediği bir kazı olarak yapılmaya devam edilmiştir.
15 Ağustos 2011 tarihinde başlayan çalışmalara Kocaeli Müzesinden
Rıdvan Gölcük denetiminde başlamıştır. Anadolu Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Sanat tarihi bölümü öğretim görevlilerinden Yard. Doç. Dr.
Zeliha Demirel Gökalp, Öğr. Gör. Hasan Yılmazyaşar, Öğr. Gör. Ali
Gerengi Bilkent Ünivesitesi’nden Prof. Dr. Halil İnalcık’ın doktora
öğrencisi Fahri Dikkaya ve Sanat Tarihçi Yeliz Sönmez, Sanat Tarihi
bölümü yüksek lisans öğrencisi Meydan Palalı, Sanat Tarihi bölümü
öğrencileri; Arif İtik, Ayşenur Altıner, Merve Balkan, Ezgi Yağcıoğlu,
Özgül Yola, Oğuzhan Topçu, Dalgın Eşer, Esra Bozdemir, Dilek Hoca,
Zekiye Güner, Pembegül Öğün, Oğulcan Avcı, Berna Yıldırım, Mimar Sinan
Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğrencisi Bora Arlı, Osmangazi
Üniversitesi Mimarlık bölümü öğrencisi Bengi Yıldız katılmıştır.
15.08.2011 tarihinde başlayan çalışmalar; öncelikle alanın yüzey
temizliği gerçekleştirilmiştir. Temizlik çalışması tamamlandıktan sonra,
kazı öncesi belirlenen iki alanda gerçekleştirilmiştir. Birinci bölge;
2009 yılında Eskişehir Arkeoloji müzesi başkanlığında Prof. Dr. Erol
Altınsapan’ın bilimsel başkanlığında gerçekleştirilen çalışmalarda bir
kısmı tespit edilerek açığa çıkarılan iç surun doğu bölümü olarak
belirlenmiştir. İkinci alan olarak; yine 2009 yılında gerçekleştirilen
çalışmalarda doğu bölümü açılan ve çok bölüntülü(Zaviye?) bir yapı
olabileceği alan olarak belirlenmiştir.
Birinci alan, kaleyi yaklaşık olarak kuzey-güney hattında iki bölen
moloz taş örgülü bir iç surdur. 2009 yılında gerçekleştirilen
çalışmalarda, bu iç surun giriş kapısı ile sağında ve solunda bulunan
iki mekan açığa çıkartılmıştı. 2011 yılında başlayan çalışmalarda amaç
surun doğu yüzünü ve buraya bitişik olarak inşa edilen diğer mekanları
açığa çıkarmak amacını taşımaktadır.
Birinci alan dokuz açma açılmış olup, bu açmalarda gerçekleştirilen
çalışmalarda doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen mekanlar açığa
çıkartılmıştır. Moloztaş örgülü duvarlar mekanları bir birinden
ayırmaktadır. Bu bölümlerin batı duvarları ise iş sur duvarına dayanarak
oluşturulmuştur. Mekanın batı duvarını oluşturan iç sur duvarının doğu
yüzünün duvar yüksekliği 2.17 metre yüksekliğindedir. Diğer yöndeki
mekanların duvarları yaklaşık temel seviyesinde açığa çıkartılmıştır. Bu
mekanların bazılarında ocaklar olduğu kazı çalışmaları neticesinden
tespit edilmiştir.
Kazı çalışmalarında Osmanlı dönemine ve Geç devir Bizans dönemlerine
ait bol miktarda sırlı ve sırsız seramik örnekleri ile çok sayıda metal
buluntu bulunmuştur. 2011 yılı kazı çalışmalarında envanterlik 7 sikke,
4 yüzük, 4 ok ucu, 3 dirhem, 1 kemer tokası, 1 tama yakın Bizans
Dönemine ait seramik kap, 1 kemik zar ile hayvan figürlü 2 seramik kap
bulunmuştur.
2011 kazı sezonunda Karacahisar kalesinde gerçekleştirilen kazı
çalışmalarında ikinci alan olarak belirlenen ve 2009 yılında çok
bölüntülü olmasından kaynaklı olarak Zaviye? Olarak adlandırılan ikinci
alanda gerçekleştirilmiştir. Ortasında bir ocağın bulunduğu dikdörtgen
mekan 9.44x4.31 m ölçülerindedir. Yaklaşık olarak mekanın ortasına
yerleştirilen ocağın güneyine yerleştirilen tek sıra halinde dizili
taşlar mekanı yaklaşık olarak ikiye bölmekte ve batıya bakan ocak ile
mekanın doğu bölümü arasında bir bölüntü meydana getirmektedir.
Çalışmalar esnasında mekanın güney duvar dibinde bir kapı yada nişe ait
olabileceği düşünülen söve ve lento parçaları bulunmuştur. Kireç
taşından yapılan bu parçaların nereye ait olabileceğine dair herhangi
bir veri bulunmamaktadır. Mekanın zemini yapının üzerine oturtulduğu ana
kayanın kısmen düzleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Moloz taş örgülü
duvarlara sahip olan yapı temel seviyesinde açığa çıkartılmıştır.