ESKİŞEHİR İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi (Seyitgazi)


  • _MG_3147.JPG
  • _MG_3151.JPG
  • DSC_6170.JPG
  • DSC_6734.JPG
  • DSC_6778.JPG
  • DSC_6781.JPG
  • DSC_6813.JPG
  • DSC_6831.JPG
  • SEYİTBATTAL GAZİ TÜRBESİ (2).JPG
  • SEYİTBATTAL GAZİ TÜRBESİ.JPG











Söylenceye göre Seyyid Battal Gazi’nin kabri bir rüya sonucunda bulunur. I. Alaeddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun buraya önce bir türbe, ardından cami yaptırır. Günümüzdeki külliye türbe etrafında şekillenir. Osmanlılar, türbe ve camiye medrese, imarethane, tekke ve dergâh eklemişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren II. Beyazıt ve Sultan I. Selim tarafından tamir edilen yapılar eklentilerle zenginleştirilir. Kanuni Sultan Süleyman, İran’a yaptığı seferler sırasında Seyitgazi’yi ziyaret eder, külliyeye bazı ilaveler yaptırır. Irak Seferi’ne giderken ordusu Seyitgazi’de konaklar ve Matrakçı Nasuh’a Seyitgazi minyatürü yaptırır. IV. Murat ise Revan Seferi sırasında buraya bir kervansaray yaptırır.

Seyitgazi, İstanbul-Bağdat-Hicaz yolunda yer alır ve hac yolculuğuna çıkanların da konaklama noktası olur. Bu durum dinî anlamda Seyitgazi’nin önemini artırır.

Külliye, medresesi ile İslami ilimlerin öğretildiği merkez olur. Külliye, önce Kalenderi dervişlerinin, sonra Bektaşiliğin merkezi hâline gelir. Rivayet odur ki Hacı Bektaş-ı Veli külliyeyi ziyaret eder ve Orhan Gazi’den burayı imar etmesini ister. Orhan Gazi, bin adet ev halkı oturtarak Seyitgazi’yi büyütür. Bu vesile ile külliye Bektaşilerin önemli bir ziyaretgâhı hâlini alır. Seyyid Battal Gazi veli, gazi ve seyit sıfatlarıyla her mezhep ve tarikattan bütün Müslümanların oldukça değer verdiği birleştirici bir isim olur.

Seyyit Battal Gazi Külliyesi Bölümleri:

1-) Zikir Odası: Genç dervişlerin bir araya gelip sabaha değin zikrettikleri zikir odasının 1511’de inşa edildiği söylenebilir.

2-) Kırklar Odası: Kırklar Meydanı, adını Hz. Fatıma’nın evinde yapılan geleneksel toplantılarda yer alanlardan alır. Bektaşilerin dinî eğitimi ile bağlantılıdır.

3-) Halife Meydanı: Ayin-i Cem denilen dinî törenlerin yapıldığı yerdir. Burada halifeye ait bir post ve taht bulunur. Tarikatın halifesi oturur ve törenleri idare eder.

4-) Ekmek Evi: Bu bölümde iki fırın var. Fırınlar kubbeli odanın doğu tarafına yerleştirilmiş. Bunun yanında bir ocak, kuzeydeki duvarda da başka bir ocak bulunuyor. Ekmek Evi’nin avluya bakan duvarında kırmızı renkli yazmada; “Muhammed, Kutbü’l-arifin Seyyid Battal Gazi, ya Ali, Allah, Muhammed” yazıyor. Ekmek evinin sadece kubbeli kısmının altında bodrum var. Külliye’nin inşa edildiği tepenin eğimi nedeniyle kuzey tarafındaki birimlerinin altına bodrumlar yapılmış ve bu durum 15. ve 16. yüzyıl külliyeleriyle karşılaştırıldığında tektir.

5-) Aşevi (İmaret): Külliye’deki kişilerin yiyecek ihtiyacını karşıladığı gibi, çevredeki yoksul insanların da ihtiyacını gideren aşevinde 8 adet ocak bulunuyor. Evliya Çelebi, büyük iki ocakta su kaynatıldığını, diğerlerinde ise yemek pişirildiğini gördüğünü yazar. Aşevi kubbe ile örtülüdür. Ocakların bacalarının uzunluğu kubbeyi geçer. Yavuz Sultan Selim döneminde yapıldığı belirtilir.

6-) Bektaşı Dergâhı: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığı belirtilir.

7-) Çoban Baba Türbesi: Seyyid Battal Gazi’nin mezarını bulan kişi olarak bilinir. Halk arasında Kutluca Baba olarak da adlandırılan, kimliği söylenceler üzerine kurulan Çoban Baba, yine bir söylenceye göre koyunlarının sık sık toplandığı ve mucizevi bir ışık gördüğü yeri Seyyid Battal Gazi’nin mezarı olarak Ümmühan Hatun’a bildirir ve buranın türbe olmasını sağlar.

8-) Semahane (Türbedar Odası): Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde mescid olarak yapılan bu bölümün daha sonra türbedar odası olarak kullanıldığı belirtilir. Türbedarlık o dönemde bir makamdır. Semahane de dervişlerin dinî musiki eşliğinde semah döndükleri yerdir.

9-) Çilehane: Allah’a ulaşma yolunda dünyevi arzulardan uzak, çile ve cefa çekilen gün ışığı ve aydınlıktan mahrum küçük mekândır.

10-) Kesikbaşlar Türbesi: Burada 1958 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında geçmişleri ve kimlikleri bilinmeyen başsız 7 adet ceset bulunur. Bundan dolayı halk arasında “Kesik başlar” olarak adlandırılır. Araştırmacılardan bazıları bu bölümü, Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra ve eski bir kültün kalıntısı olarak doğan ve diğer coğrafyalara yayılan kesikbaş kültüyle ilişkilendirir.

11-) Mescid (Cami): Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1207-1208 tarihinde yaptırılır. 1511’de Bayezid döneminde yenilenir.

12-) Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beylerin Kabirleri: Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beyler, Seyyid Battal Gazi Türbesi’ne ek binalar yaptırmışlardır. Mehmed Bey, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde önemli bir akıncı birliğinin komutanıdır. Külliyelerdeki kitabelerde de adı geçer. Ahmed Bey de bir akıncı komutanıdır.

13-) Seyyid Battal Gazi Türbesi: Türbenin kitabesinde şunlar yazılıdır: “Mürşidler seyidi, gaziler başkanı, cihanın sahibi, kendisine sığınılan ulu Peygamber’in sülalesinden, merkadi; dünya ve ötesinin ziyaretgâhı olan ulu zatın türbesidir. Bu türbeyi büyük insan ve zamanın alisi sıvattı. Allah bu türbenin tarihi için şunu ilham etti; Allah onu cennetin en yücesi ile müşerref etsin. Burayı Mihaoğullarından Ali Bey bina etti ve sıvattı Allah azizliğini daim etsin.” Kitabedeki “Allah onu cennetin en yücesiyle müşerref etsin” cümlesi ebced hesabı ile kitabenin ve tamirin tarihini verir ve bu tarih 1464’e, Fatih Sultan Mehmed dönemine denk düşer.
Türbe içinde Battal Gazi ve Kral Kızı Elenora’nın sandukaları bulunur. Battal Gazi’nin 5.5 m uzunluğundaki sanduka boyu; kişiliğine, büyüklüğüne atfendir. Elenora’nın Battal Gazi’nin eşi veya sevgilisi olduğu tartışmalıdır.

14-) Medrese: Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan, yeni derviş akını ve Seyyid Battal Gazi’nin savaşçı kişiliğinin dervişlerce kolaylıkla kabulü Seyitgazi’de zaviye kurulmasına neden olur. Arşiv belgeleri, 1556-1559’da medrese kurulduğunu gösterir. 13. yüzyılın medresesi, 14. ve 15. yüzyılda Han-gâh’a dönüşür; 16. yüzyıldan sonra yeniden medrese, 20. yüzyılın başlarında ise askerî depo olarak kullanılır.

15-) Ayni Ana (Kadıncık Ana) Türbesi: Valide Sultan Ümmühan Hatun’un nedimesidir. Selçuklu sarayına mensup olup Ümmühan Hatun’un hayatında önemli bir yeri vardır.

16-) Ümmühan Hatun Türbesi: Ümmühan Hatun; 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi, 1. Alaeddin Keykubat’ın annesidir. Konya’da vefat eder ve vasiyeti gereğince oğlu Keykubat tarafından naaşı Seyitgazi’ye getirilerek yine kendisi tarafından inşa ettirilmiş medreseye defnedilir. Türbede Ümmühan Hatun’un ölüm tarihine veya kendisine ilişkin yazılı hiçbir bilgi bulunmuyor.