Halk Edebiyatımızın zengin ürünleri arasında toplumsal hayatımızı ifade eden dört mısralı manzumelerimiz olan manilerimizin yazarları, şairleri belli değildir. Genellikle dört mısradan kurulur ve hece vezniyle yazılır. Köy hayatında maninin büyük bir yeri ve değeri vardır. Mangal başlarında, kına gecelerinde, sıkışan duyguların yüreklerini mani söyleyerek hafifletirler. Eskişehir’de Kırım göçmenlerinin getirmiş olduğu “şın” denilen bir mani söyleme geleneği vardır. İlimiz köylerinde söylenen, bilinen manilerimizden bazıları aşağıda örneklenmiştir.
Ayva sarılarına
Gece yarılarına
Mevlam sabırlar versin
Asker karılarına
Serenlikte zincirler
Fiske vursan iniler
Gurbetteki nazlı yarim
Kulakları çiniler
Kuru kına yaş kına
Ölüyorum aşkına
Allah nasip etmesin
Onun gibi şaşkına
Bir dalda iki ceviz
Yarimin adı Cengiz
Cengiz benim olursa
Eskişehir’e gideceğiz
Öküz aldım pazardan
Çatladı gitti nazardan
Konuşmuyorsun kız Fadime
Yeni mi çıktın mezardan
Kör Hasandır köyümüz
Zemzem akar suyumuz
Sevip sevip ayrılmak
Yoktur öyle huyumuz
Astepe bayırları
Silkerim çayırları
Kırka’dan kız alan
Çift vursun davulları
Entarisi dört enden
Ne tez usandın benden
Evi tenha bulursam
Öcümü alırım senden
Gayanın altı pınar
Elimi soksam donar
Ne gız oldum ne gelin
Yüreem ona yanar
Nargilenin markucu
Gınalı barmek ucu
Ramazanda yar sevenin
Gabul olmaz orucu
Bir tas içinde pekmez
Sen yesen bana yetmez
Delikanlı kazancı
Şimdiki süse yetmez
Garanfili gurutman
Suya goyup unutman
Cennetten huri çıksa
Ben yarimi unutman
Mezarlıkta Gezerim,
Çıkı Buldum Çözerim,
Vallah Billah Kaynana,
Ben Oğlundan Güzelim.
Fasulye Fasıl Olur,
Yemesi Nasıl Olur,
Ver Baba Sevdiğimi,
Bak Geçimim Nasıl Olur.
Bakkalda Yumak Buldum
Dantel Öreyim Diye,
Mahallede Yar Sevdim,
Hergün Görevim Diye.